1708 yılında Karayip Denizi'nde yaşanan bir deniz savaşı, San José adındaki İspanyol hazine gemisini tarihin derin sularına gömdü. İspanya Veraset Savaşı sırasında İngiliz donanmasıyla girilen bu çatışma, geminin barut deposunun patlamasıyla son buldu ve San José, taşıdığı muazzam servetle birlikte birkaç dakika içinde sulara gömüldü. Yaklaşık 600 kişilik mürettebatın büyük bölümü bu felakette hayatını kaybetti. Efsanevi geminin içinde, günümüzde değeri yaklaşık 20 milyar doları bulan altın, gümüş ve zümrütler olduğu tahmin ediliyor.

Paylaşılamayan gemi

Yüzyıllar boyunca denizin dibinde kayıp kalan San José, 2015 yılında Kolombiya hükümeti tarafından keşfedildiğinde uluslararası bir sansasyon yarattı. Cartagena açıklarında tespit edilen gemi enkazı, bir anda tarihin ve politikanın merkezine oturdu. Kolombiya, hazinenin kendi karasularında bulunduğunu savunurken İspanya, geminin İspanyol donanmasına ait olması nedeniyle mülkiyetin kendisine ait olduğunu ileri sürdü. Bolivya ise hazinenin, o dönemde İspanyol İmparatorluğu'nun bir parçası olan Potosí madenlerinden geldiğini ve kendi tarihsel mirasının parçası olduğunu iddia etti.

2024: Kolombiya'nın San José inadı

2024 yılına gelindiğinde, Kolombiya, San José'nin enkazını koruma ve inceleme çalışmalarını büyük bir kararlılıkla sürdürüyordu. Ülke, bu projelere ulusal ve uluslararası arkeologları, deniz bilimcilerini ve hukuk uzmanlarını dahil ederek olayı ciddi bir şekilde takip ediyor. Gelişmiş sonar sistemleri ve uzaktan kumandalı su altı araçları sayesinde, geminin kalıntıları detaylı bir şekilde haritalandı ve incelendi. Bu araştırmalar, San José'nin taşıdığı yükten gemideki yaşam izlerine kadar benzersiz bilgiler sunuyor.

Tarih ve diplomasi arasında sıkışan hazine

San José'nin hikayesi, sadece tarihi değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve etik tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Hazine avcıları ve arkeologlar, böylesi önemli bir keşfin nasıl ele alınması gerektiği konusunda farklı görüşler öne sürüyor. Kimi uzmanlar, bu tür buluntuların ticari çıkarlar uğruna çıkarılmasına karşı çıkarken, Kolombiya hükümeti geminin mülkiyetini korumak ve onu ulusal bir hazine olarak sergilemek istiyor. Bu çabalar, uluslararası kültürel miras yasalarını ve deniz altı arkeolojisinin etik kurallarını yeniden gözler önüne seriyor.

Denizcilik tarihinin sembolik kalıntısı

San José, Latin Amerika’dan Avrupa’ya altın ve gümüş taşınmasının büyüklüğünü ve İspanyol İmparatorluğu’nun gücünü anlamak için önemli bir sembol olmuştur. Günümüz araştırmaları, bu gemiyi sadece tarihi bir eser olarak değil, aynı zamanda modern denizcilik teknolojilerinin ve arkeolojinin ne denli ilerlediğini gösteren bir örnek olarak da konumlandırıyor.

San José’nin enkazına dair 2024’te yürütülen çalışmalar, yalnızca arkeolojik değil, kültürel ve diplomatik boyutlarıyla da dikkat çekiyor. Kolombiya’nın bu araştırmaları devam ederken, uluslararası işbirliği ve etik konular üzerine yapılan tartışmalar hız kesmiyor. Bugün gelinen noktada, San José'nin hazinesinin ve hikayesinin nasıl korunacağı ve paylaşılacağı, tarihe meraklı herkesin ilgisini çeken bir konu olmaya devam ediyor.

San José'nin hikayesi, efsanevi deniz savaşlarından günümüzün modern bilimsel keşiflerine kadar uzanan bir serüven. Ve bu serüven, denizlerin derinliklerinden tarih sayfalarına uzanan bir köprü kuruyor.