Soğuk Savaş, 1947’den 1991’e kadar süren, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki ideolojik ve jeopolitik mücadeleyi kapsayan bir dönemdir. Bu dönemde dünya, iki süper gücün nükleer silahlarla donanmış bir çatışmaya sürüklenme tehlikesiyle birçok kez karşı karşıya kalmıştır. Soğuk Savaş’ın en kritik anlarından biri ise, 1962’deki Küba Füze Krizi'dir. Bu kriz, dünya tarihindeki en tehlikeli dönemlerden birini oluşturdu ve nükleer savaşın eşiğine gelindi.
Küba Füze Krizi Nedir?
Küba Füze Krizi, Sovyetler Birliği’nin Küba’ya gizlice nükleer başlıklı füzeler yerleştirmesi üzerine ABD’nin bunu keşfetmesiyle patlak verdi. Bu füzeler, ABD topraklarını vurabilecek menzile sahipti ve ABD Başkanı John F. Kennedy, Sovyetler’e füzelerin derhal kaldırılması için ültimatom verdi. Her iki tarafın nükleer silahlarla donanmış olması, krizi daha da tehlikeli bir hale getirdi.
B-59 Denizaltısı ve Vasili Arkhipov’un Kritik Kararı
Kriz sırasında Sovyet nükleer denizaltısı B-59, Amerikan donanmasının derinlik bombalarıyla yüzeye çıkarılmaya zorlanıyordu. Bu bombalar, öldürücü değil, düşmanı su yüzüne çıkarmak için kullanılan küçük patlayıcılardı. Ancak denizaltının mürettebatı, ABD ve Sovyetler Birliği’nin savaşta olduğunu sanarak, nükleer silahlarla karşılık vermeyi düşündü. Bu noktada B-59 denizaltısında mürettebatın üç üst düzey subayı arasında, nükleer torpidonun ateşlenip ateşlenmemesi konusunda karar verilecekti.
İşte bu kritik anda sahneye, o zamanlar adı pek duyulmamış bir Sovyet subayı olan Vasili Arkhipov çıktı. Denizaltı filosunun ikinci komutanı olan Arkhipov, nükleer torpidonun ateşlenmemesi gerektiğini savundu. Diğer iki subay silahın kullanılmasını isterken, Arkhipov’un karşı çıkışı, nükleer bir savaşın önlenmesini sağladı. Eğer Arkhipov, bu karara karşı çıkmasaydı, Sovyetler Birliği’nin nükleer bir saldırı başlatması neredeyse kaçınılmazdı ve bu da dünya çapında büyük bir yıkıma yol açabilirdi.
Vasili Arkhipov’un Dünyayı Kurtaran Kararı
Arkhipov’un bu kritik anda verdiği karar, dünya tarihini değiştirdi. Onun sağduyusu sayesinde:
- Nükleer savaş önlendi: Eğer nükleer torpido ateşlenseydi, ABD, Sovyetler Birliği’ne karşı nükleer bir karşılık verecekti. Bu da dünya çapında milyonlarca insanın ölümü ve büyük bir ekolojik felaket anlamına geliyordu.
- Diplomatik çözüm yolu açıldı: Arkhipov’un ateşleme kararını reddetmesi, krizin daha fazla tırmanmasını engelledi ve diplomatik çözüm için zaman kazandırdı. Sonuç olarak, Sovyetler Birliği Küba’daki füzelerini geri çekti, ABD de İtalya ve Türkiye’deki Jüpiter füzelerini sökme sözü verdi.
- Nükleer silahların kontrolü güçlendi: Bu krizden sonra dünya liderleri, nükleer silahların kullanımının yıkıcı sonuçlarını daha iyi kavradı. 1963’te Hotline Anlaşması ile Washington ve Moskova arasında doğrudan iletişim hattı kuruldu ve 1968’de Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması imzalandı.
Vasili Arkhipov, Soğuk Savaş’ın bu en kritik anında verdiği karar sayesinde milyonlarca insanın hayatını kurtarmış ve dünya barışına büyük bir katkı sağlamıştır. Ne yazık ki, Arkhipov’un bu kahramanlığı uzun yıllar boyunca dünya tarafından pek bilinmemiştir. Ancak günümüzde, tarihin seyrini değiştiren bu sessiz kahramanın önemi daha iyi anlaşılmakta.