"İlk krallar bulunması zor, uzaklardan gelen şeylere bir değer biçerlerdi. İnci ve yeşimi üstün tutarlar, altını orta, küreklerle bıçakları ise aşağı düzeyde para olarak kabul ederlerdi. Parayı giyemezsiniz ama parayla ısınabilirsiniz parayı yiyemezsiniz ama parayla karnınızı doyurabilirsiniz… İlk krallar para sayesinde halka hükmederek servetler biriktirdi ve böylece dünyaya barışı getirdiler." Doğu Asya'da M.Ö.645’te ölen Çinli bir yöneticiye ithaf edilmiş paraya ilişkin ilk kayıt. -Book of Master Guan
Dünyada iki büyük para kültüründen biri Lidya uygarlığında doğmuş, diğeri de Çin’de ortaya çıkmıştır. Çin’in M.Ö 12. yüzyıldan itibaren deniz kabuklarını para yerine kullandığı bilinir. Artan taleple birlikte bronzdan deniz kabukları üretilmiş ve Çin tarihinde yeni bir dönem başlamıştır.
Deniz kabuklarının yanı sıra bıçak ve kürek biçimde paraların kullanıldığı da görülmüştür. M.Ö.4 yüzyılda Çin’de ortaya çıkan, ortasında kare şeklinde bir delik bulunan küçük yuvarlak bronz sikkeler kullanılıp yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu sikkeler Çin’den Orta Asya’ya oradan Japonya’ya Kore’ye ve Vietnam’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada tanınan bir para türü olmuş ve iki bin yıl varlığını sürdürmüştür.
Başlangıçta Çin'de tahıl, kumaş, süs eşyaları, hayvanlar, metaller gibi nesneler değiş tokuş ediliyordu. Deniz kabukları ise servetin simgesi olarak görülüyor, ancak bir sikke değeri taşımıyor ve ödeme aracı olarak kabul edilmiyordu. Çin'de ilk sikkeler, M.Ö. 7. yüzyıl sonları ve 6. yüzyıl başlarında Zhou hanedanı tarafından piyasaya çıkarılan bronz kürek ve bıçak şeklindeki paralardı.
Çin birçok bağımsız devletten oluşuyordu. Savaşan Devletler döneminde (M.Ö. 475-221) tüm devletler bıçak, kürek, deniz kabuğu taklidi ya da ortasında deliği olan yuvarlak tasarımlı objeler şeklinde kendi paralarını kullanıyorlardı. Qin hanedanı, M.Ö.221’de Savaşan Devletler'i birleştirdi ve yeni Qin (Çin) İmparatorluğu'nda geçerli olan kendi para sistemini kurdu. Bu sistemde para, ortasında kare şeklinde bir delik olan ve sağdan sola okunan iki karakterli yazıya (bangliang-“yarım ons”) sahip yuvarlak bir sikkeydi.
Daha sonra Han Hanedanı başa geldi ve M.Ö. 118’de bangliang’ı “vuzhu” (beş tahıl tanesi) ile değiştirdi. Vuzhu 700 yıl boyunca başlıca sikke türü olarak kaldı. Tang hanedanı ise M.S 621’de vuzhu’yu “kaiyuan" (yeni başlangıç) ve "tongbao” (dolaşımdaki hazine) ile değiştirdi. Tang hanedanı Çin tarihinde altın çağ oldu ve Çin’in bölgedeki nüfuzunun artmasıyla komşu ülkeler Tang sikkelerinin taklidi biçiminde kendi sikkelerini çıkardılar. İlk Japon sikkeleri 708'de, ilk Vietnam sikkeleri 970'de ve ilk Kore sikkeleri 996 yılında yapıldı. Hepsi de Kaiyuan'ı model aldı ve sikke üzerindeki yazılar Çin alfabesiyle yazılmıştı. Kaiyuan, Avrupalı devletlerin sikkelerinin yaygınlaşmasına kadar bütün Doğu Asya bölgesinde bir model haline gelmişti.
Sikke yapımında altın ve gümüş nadir kullanılıyor çoğunlukla sikkeler bronzdan üretiliyordu. Altın ve gümüşten üretilen Çin sikkeleri imparatorluk sarayında çalışanlara verilen hediyeliklerdi ve dolaşımda kullanılmıyordu.
"Bir tek sikkede hem yeryüzünü hem de gökyüzünü görebiliyoruz."
Çin sikkelerinde tasarıma çok önem verilmiştir. Eski zamanlarda Çinliler yeryüzünün kare, gökyüzünün de kubbe şeklinde olduğuna inanıyorlardı. Halk için gökyüzü ve yeryüzünü ifade eden sikkeler basılıyordu. Antik Çin felsefesi de yin yang, wu xing kuramı üzerine şekillenmişti. Sikkelerin, bu kuramın yansıtıcıları olduğu düşünülüyordu: Her birinin iki tarafı vardı (yin ve yang) ve beş yönü temsil ediyorlardı (wu xing) yani kuzey, güney, doğu, batı, merkez. Sikkelerin üzerindeki yazılar da hangi hanedan dönemine ait olduklarını ve değerlerini göstermeleri açısından önemliydiler.
"Shu'da kullanılan demir sikkeleri bir yolculuk sırasında taşımak zor ve zahmetliydi. Bu yüzden o zamanlarda demir sikkelerin kolayca taşınması için halkın girişimleriyle takas belgesi sistemi doğdu bu sisteme yetkililer güven duymuş bu sayede sürdürülebilir hale gelmiştir." Ma Duanlin (1228-1322)
Çinli araştırmacı Peng Xinwei, hangi durumların kağıt paranın gelişimine yol açtığı konusunda araştırmalar yaparak bizlere ışık olmuştur. Çin'de kağıt paranın nasıl icat edildiğini, dünya tarihinde bir dönüm noktası olan bu gelişmeyi başka bir yazıda detaylı olarak ele alacağız.
Japonya'da sikkeciliğin başlamasında Budizm'in de payı büyük olmuştur şöyle ki Japonların Budist heykellere, çanlara duydukları ilgi ve talep M.S. 6. yüzyıl ortaları ve sonrasından başlayarak Çin ile münasebetleri arttırdı. Bu sayede Japonlar, sikkelerin geleneksel Japon ödeme aracı olan pirince göre daha uygun olduğunu anladılar.
Batılı sikkelerin tersine geleneksel Çin sikkeleri üzerinde hiçbir görsel yer almıyor, sikkelerin üzerinde saray üyelerinin ve soyluların portreleri basılmıyordu. Görülen ilk portre Çin Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıl olan 1912'de Nankin'de basılan doların üzerinde yer alan ilk Çin Devlet Başkanı Sun Yat Sen'e aitti. Çin, sikkelerin üzerinde hükümdarın portresine yer verilen Batılı geleneğe karşı direnerek kendi tarzını ortaya koymuştur.
Çin'in ilk sikkeleri merkezi hükümet kontrolünde değil özel girişim tarafından basılıyordu. Sikkeler standart ağırlığa sahip oldukları sürece halk onlara güveniyordu ve kimin sikke bastığıyla ilgilenmiyorlardı.
"Kanun, sikke üretimi için tutulan kişilerin bu işlemde bakır ve teneke yani bronz kullanmalarını şart koşar. Her kim kendi kârı için sikkeye kurşun ve demir karıştırmaya kalkarsa yüzüne dövme yapılmak suretiyle cezalandırılacaktır."
Sikkeler her zaman paranın tek biçimi olmamış kumaş ve tahıl Çin, Kore ve Japonya'da para gibi kullanılmıştır. Ayrıca ipek de bir değer ölçüsü ve ödeme aracıydı. Örneğin Tang hanedanı sırasında Çin parasal sistemi ikili bir sikke-tekstil sistemine dayalıydı. Paranın bir diğer önemli görevi de vergilerin ödenmesiydi. Bu arada vergiler yalnızca sikke ile değil, kumaş ya da tahıl olarak da ödenebiliyordu. Hatta Japonya'da Meiji Restorasyonu'na kadar vergilerin zaman zaman pirinçle ödendiği görülmüştür. Qinq hanedanında 18. ve 19. yüzyıllarda gümüş külçeler en önemli vergi ödeme aracı olarak kullanıldı 1834 yılında J.R. Morrison'un anlattığına göre;
"Arıtılan gümüş, külçe halinde dökülüyor bankerin ve işçinin adları, döküm yeri ve yılı bazen de hangi verginin ödenmesinde kullanılacağı üzerlerine basılıyordu. Bir hilenin farkına varılırsa ne kadar zaman geçmiş olursa olsun gümüşü arıtmakla görevli kişi ağır cezalara çarptırılıyordu."
1880'lerde İngiliz sömürgesi olan Hong Kong'ta basılan gümüş sikkeler Güney Çin'e sel gibi akıyordu. Hong Kong hükümeti 1860'lardan beri Çin'i kendi dolarını ulusal parası olarak kabul ettirmeye özendiriyordu. Batı'dan getirilen makinelerde gümüş dolarlar darbedildi. Piyasaya çok çeşitte yabancı para girdi. Batı tarzı darphane 1889'da Kanton'da açıldı.
Afyon Savaşları sonrası Çin, topraklarındaki önemli liman kentleri Avrupalı sömürge devletlerinin kontrolüne bırakmak zorunda kaldı.
Afyon Savaşları sonrası yabancı devletlerin sömürgesi haline gelen Çin kentlerinde yabancı ticari bankalar kuruldu. Çin bu emperyal devletlerle başa çıkamadı ve yabancı paralara karşı başarısız oldu.
Binlerce yıl süren hanedanlar dönemi, emperyal devletlerin Çin üzerinde baskı ve sömürü politikaları 1912 yılında Çin Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla son buldu. 1948 yılıyla birlikte Çin'in resmi parası Yuan oldu. Şu anda tedavülde olan para, seriler halinde basılmaktadır. Son Çin Yuanı serisi 2005 yılında basılmıştır.