1970'lerin en sansasyonel davalarından biri olan Joyce McKinney olayı, sadece mahkeme salonlarını değil, dünya basınını da kasıp kavurdu. McKinney, dönemin güzellik kraliçelerinden biriydi, ancak adını kalıcı olarak duyurması bir aşk skandalı ve suçlama zinciri sayesinde oldu. McKinney, eski sevgilisi Mormon din adamı Kirk Anderson’ı kaçırmak ve ona cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyordu. Peki, nasıl oldu da bu sıradan bir ilişki, böylesine büyük bir skandala dönüştü?

Güzellik Kraliçesi McKinney

1973 yılında Miss Wyoming USA unvanını kazanan McKinney, gençliğinde güzelliği ve başarılarıyla dikkat çeken bir figürdü. Ancak 1977 yılına gelindiğinde, basın onu bambaşka bir nedenle konuşuyordu. Anderson ile Utah'ta tanışan McKinney, bu ilişkiyi gerçek aşk olarak nitelendiriyordu, ancak Anderson’ın Mormon Kilisesi'ne bağlılığı ilişkiyi zora sokmuştu. McKinney ise Anderson’ın kilise baskısı altında olduğuna inanıyor ve onu bu etkiden kurtarmak istiyordu.

Kaçırma Olayının Perde Arkası

1977 yılında McKinney, İngiltere’deki Mormon kilisesinden Anderson’ı kaçırdığı iddialarıyla gündeme geldi. Anderson’ın ifadesine göre, McKinney onu bir kır evine götürmüş, yatağa kelepçeleyerek zorla cinsel ilişkiye girmişti. Olayın şok edici detayları basına yansıdıkça, McKinney’nin savunması da bir o kadar ilgi çekiyordu: O, Anderson’ı zorla kaçırmadığını, aralarındaki ilişkinin karşılıklı rıza ile devam ettiğini savunuyordu.

McKinney'in polis tarafından tutuklanması (1977)

Aşk, Skandal ve Sansasyon

McKinney’nin hikayesi, dönemin en çok okunan gazetelerinde geniş yer buldu. Olayın hem bir aşk hikayesi hem de suç iddialarını barındırması, medya için bulunmaz bir fırsattı. McKinney’nin güzellik yarışması geçmişi, olayın cinsel içerikli yönü ve Anderson’ın dini bağlılığı, manşetlere taşınan ana unsurlardı. Günümüzde popüler kültürde sıkça gördüğümüz "skandal" haberlerin kökenini bu tarz olaylarda bulmak mümkün.

McKinney ve bir diğer şüpheli tutuklanmış olmasına rağmen, McKinney dava sürecinden önce kefaletle serbest bırakıldı ve ABD’ye kaçtı. Bu nedenle, dava sonuçlanamadan yarıda kaldı. Ancak bu kaçış bile medyanın ilgisini artırdı; McKinney bir nevi “yasalardan kaçan” gizemli kadın olarak daha da ünlendi.

Yıllar Sonra Geri Dönüş: Tabloid'den Belgesel Efsanesine

McKinney’nin davası ve hayatı, yıllar sonra bile popülerliğini yitirmedi. 2010 yılında yönetmen Errol Morris tarafından çekilen "Tabloid" adlı belgesel, bu sansasyonel olayın detaylarına inerek, McKinney’yi yeniden gündeme taşıdı. Belgesel, medyanın olayı nasıl ele aldığı ve McKinney’nin kendi anlatısı üzerine derinlemesine bir inceleme sundu.