Ağzı sonuna kadar açık, sanki bir çığlık atıyormuş gibi sonsuza dek donmuş halde bulunan eski Mısırlı bir kadın mumyası, 1935 yılında Luksor yakınlarında keşfedildi. Bu çarpıcı bulgu, arkeologların dikkatini çekerken, mumyanın bu sıra dışı duruşu birçok teoriye ilham verdi. "Çığlık atan kadın" olarak bilinen bu mumya, ölüm ve mumyalama ritüelleri hakkında önemli sorulara yol açarken, bilim dünyasının en büyük gizemlerinden biri haline geldi.
Çığlık Pozisyonunun Olası Nedenleri
Doğal Ölüm Süreci: Bilim insanları, mumyanın ağzının açık olmasının doğal bir ölüm sonrası sürecin sonucu olabileceğini belirtiyor. Ölümden sonra kasların gevşemesi ve çürüme süreci, çene kaslarının kontrolsüz şekilde açılmasına yol açabilir. Bu teoriye göre, mumyanın çığlık atar gibi görünmesi tamamen biyolojik bir süreçle açıklanabilir.
Korkunç veya Travmatik Bir Ölüm: Bazı teorilere göre, mumyanın bu durumu, kadının travmatik veya acı dolu bir ölüm yaşadığını gösteriyor olabilir. Eski Mısır’da ani ve şiddetli ölümler, bedenin anormal bir pozisyonda kalmasına neden olabilirdi. Belki de bu kadın, işkenceye ya da ani bir cinayete kurban gitmişti.
Mumyalama Hataları: Bir diğer olasılık, mumyalama sürecinde bir hata yapılmış olmasıdır. Mumyanın ağzı, bu işlemler sırasında düzgün kapatılmamış veya beden yeterince iyi korunmamış olabilir. Bu hata, kadının cesedinin düzgün bir şekilde mumyalanmamasına neden olmuş olabilir.
Ritüel veya Cezalandırma: Eski Mısır'da ölümden sonraki yaşam büyük bir önem taşırdı ve ölen kişinin ruhunun huzur bulamaması, ciddi bir cezalandırma olarak kabul edilirdi. Bu teoriye göre, kadının ölümünden sonra bilinçli olarak bu pozisyonda bırakılması, bir lanetin ya da ritüelin sonucu olabilir. Belki de kadının ruhunun huzur bulmaması amaçlanmıştı.
Kimlik Üzerine Spekülasyonlar
Mumyanın kimliği hala gizemini koruyor. Ancak bazı arkeologlar, kadının bir kraliyet ailesi mensubu olabileceğini öne sürüyor. Çünkü kadının bedeninin tütsü ve ardıç reçinesiyle mumyalandığını, bu malzemelerinde yurt dışından gelen pahalı ve lüks malzemeler olduğunu gösteriyor.
Kadın, belki de ihanet ya da suç nedeniyle ölüm cezasına çarptırılmıştı ve bu dramatik ölüm şekli, onun cezalandırılmasının bir göstergesiydi. Eski Mısır'da kraliyet ailesine ihanet edenlerin cezalandırılması, ritüellerle dramatik bir şekilde sergilenirdi.
Bilimsel araştırmalar, bu kadının kimliğini ve ölüm sebebini daha net hale getirmek için devam ediyor. DNA analizleri ve tıbbi incelemeler, mumyanın hikayesine ışık tutabilir. Ancak "çığlık atan kadın" mumyası, eski Mısır arkeolojisindeki en büyük gizemlerden biri olmaya devam ediyor.
Eski Mısır'da Ölüm Ritüelleri ve Mumyalama Teknikleri
Bu gizemli bulgu, eski Mısır’ın ölüm ritüelleri ve mumyalama teknikleri hakkındaki bilgi birikimimizi genişletiyor. Eski Mısır’da ölülerin mumyalanması, bedenin sonsuz hayatta korunmasını sağlamak için yapılırdı. Ancak bu özel vakada, normal mumyalama kurallarının dışına çıkıldığı görülüyor.
Çünkü klasik mumyalama tekniğinde kalp harici tüm organlar dışarı çıkarılırdı. Burada ise beyin, diyafram, kalp, akciğerler, karaciğer, dalak, böbrekler ve bağırsaklar hâlâ mevcuttu.
"Çığlık atan kadın" mumyasının tabutu bugün New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi'nde sergileniyor. Mumyalanmış bedeni ise Kahire Mısır Müzesi'nde saklanıyor.