Kamondo ailesi, 1492 yılında İspanya’daki korkunç baskı ve engizisyondan kaçarak İstanbul'da Ortaköy'e yerleşen Sefarad Yahudisi bir ailedir. İstanbul'un, modernleşmesinde çok önemli katkıları olan bu aile daha sonra Osmanlı Devleti bünyesinde çeşitli eserler ve banka sektöründe birçok faaliyette bulunmuştur. Ne yazık ki bu hayırsever aile makus talihinden kurtulamamış, İspanyollardan kaçışından asırlar sonra Naziler tarafından Auschwitz-Birkenau gibi toplama kamplarında soykırıma uğramışlardır.

Bir dönem zenginliğin ve asaletin sembolü haline gelen Kamondo ailesi.

Osmanlı ticari hayatı Yahudiler'in elinde...

1775 yılı kayıtlarında Haim Kamondo isimli bir tüccardan bahsedilmektedir. Onun oğulları olan İshak ve Abraham Salomon kardeşler tarafından kurulan "İshak Kamondo ve Şürekası" ünvanlı banka, kısa sürede dönemin saygın uluslararası bankalarından biri olmuştur. İshak'ın ölümü üzerine işi tek başına devralan Abraham Salomon, işleri genişletmiş ve Osmanlı sarayıyla yakın ilişkiler kurmuştur. Böylece Osmanlı'da mülk edinme hakkı verilen ilk yabancı uyruklu kişi olma hakkını kazanmıştır. Ayrıca Kırım Savaşı (1853-55) sırasında Osmanlı Devleti'ne sağladığı finansmanlar sebebiyle "iftihar madalyası" almıştır.

Kamondo ailesinin sarayı.

Ailenin önemli bir üyesi olan Abraham Salomon de Kamondo, kent yaşamında modernleşmenin öncülerinden olmuştur. Modern bankacılığın kurucularından biri olmasının yanı sıra İstanbul'da ilk belediyenin kurulmasında, kentsel altyapının modernizasyonunda, yeni ve modern eğitim kurumlarının oluşmasında görev almış, şehircilik, mimari ve kültür yatırımlarına öncülük etmiştir. Bir sosyal girişimci olan Abraham-Salomon de Kamondo, 19. yüzyılda İstanbul’da Avrupa kentlerindeki gibi kurumların oluşmasında büyük rolü olmuştur.

  • Kasımpaşa'daki Kuzey Deniz Saha Komutanlığı
  • Galata Residence
  • Serdar-ı Ekrem Sokak'taki Kamondo Hanı
  • Meşrutiyet Caddesi'ndeki Büyükada Han
  • Karaköy'de Saatçi Han
  • Latif Han
  • Lacivert Han
  • Yakut Han
  • Kuyumcular Han
  • Lüleci Han
  • Gül Han
  • Bankalar Caddesi'ndeki Kamondo Merdivenleri

Bankalar Caddesindeki Eşsiz Güzelliği ile Kamondo Merdivenleri...

Kamondo ailesi Galata semtinde önemli bir izler bırakmıştır. Bunlardan en ünlüsü de şüphesiz halk arasında "Aşk Merdiveni" denilen Kamondo Merdivenleri'dir. İstanbul, Galata'ya gelen ziyaretçilerin odak noktası olan bu merdivenler, 1850 yılında Art Nouveau tarzında muhteşem geometrik tasarımlarla inşa edilmişlerdir. Abraham de Salomon, ilginç tasarımıyla dikkat çeken bu merdivenleri Avusturya Lisesi'nde okuyan torunlarının eve kestirmeden gidebilmeleri için ve insanların zorlu yokuşu rahat çıkabilmesi için yaptırmıştır.

Kamondo Merdivenleri

Kamondo ailesinin Paris yaşamı

19. yüzyıldaki modernleşme çabaları ve zorlu günler sonucu Osmanlı dış borçlanmaya gitti ve ülkedeki yerli mali kurumları görmezden gelmeye başladı. Bankanın dışa açılması gerektiğini gören Kamondo ailesi, Paris'e yerleşmeye karar verdi. Ancak bankalarının merkezi Galata'da kalmaya devam etti. Abraham Salomon Kamondo, Paris'e yerleştikten kısa bir süre sonra 1873'te 93 yaşında öldü. Cenazesi kalben bağlı olduğu İstanbul'a getirilerek, saray bandosu eşliğinde görkemli bir törenle Hasköy'deki Yahudi Mezarlığı'na yaptırdığı anıtmezarda defnedildi.

19. yüzyılın sonlarında Kamondo ailesinin işleri daha da büyümüş, Avrupa içinde ve dışında birçok şirket kurmuşlardı. Ancak antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) Fransa'da etkili olmaya başlamıştı. Abraham'ın torunu olan Nissim Kamondo ailenin ilk ferdi olarak Fransız vatandaşlığına geçmiş, pilot olarak katıldığı 1. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybetmiştir.

Kamondo ailesinin trajik sonu

İspanyolların yapmak istediklerini asırlar sonra Naziler gerçekleştirmişti. Konunun ırk olmadığını hepimiz biliyoruz... Amaçları Yahudilerin Avrupa'daki ekonomik faaliyetlerini sonlandırarak mal varlıklarına el koymaktı. Böylece Nissim’in kız kardeşi Beatrice, kocası ve çocuklarıyla birlikte Nazi toplama kamplarında öldü ve anneleri Irene Cohen ise, kocası Moise Kamondo’dan boşandıktan sonra Katolik oldu ve ancak bu sayede soykırımdan kurtulabildi.

1916'da Beatrice, 5 Eylül 1917'de çatışmada öldürülen kardeşi Nissim de Kamondo ile.

Irene, savaş sonrasında Kamondo ailesinin hayatta kalan tek ferdi olarak tüm aile varlığının varisi oldu ve bu köklü aile onunla son buldu. Ancak eserleri hala İstanbul’da ve Paris’te varlığını sürdürmektedir.