Avrupa parası 15. yüzyılda önemli değişimler dönüşümler yaşadı. Rönesans ile yaşanan sanatsal gelişmelerle ilk olarak sikkenin görünümü değişti, Coğrafi Keşifler ile sınırsız altın ve gümüş stokları oluştu. Zenginleşen Avrupa, fakir ülkelere yatırımlar yaptı ve sömürüler başladı bu durum dünya ölçeğinde bir ekonominin altyapısını oluşturacaktı.
1460’larda Avrupa’daki gümüş üretimi yeniden ivme kazanmıştı. Bu durum Kuzey İtalya’da yeni sikke üretimini hızlandırdı. 1470 yıllarında Venedik ve Milano, 9-10 gram ağırlığında yeni gümüş sikkeye öncülük etti ve bunu “lira” adıyla kendi hesap sistemine uydurdu. Darphane sahibi gümüş ihracatçıları, ufak altın sikkeleri 30 gram ağırlığında büyük gümüş sikkelerle değiştirerek kendi kaynaklarını doğrudan kullandılar. Bunlardan biri St Joachimsthal madenidir. Onun darphanesi, yeni sikke türüne bambaşka bir isim kazandırdı yeni sikkenin ismi “taler” (dolar kelimesinin kökü buradan geliyor) idi. Taler Yeniçağ’da Hollanda’dan Almanya’ya kadar bütün Orta Avrupa’da kullanılmış yaygın bir gümüş para çeşidi olmuştur.
Artık Yeni Dünya’nın gerçek zenginliği altın değil gümüş olacaktı. 1540’larda tam gümüş rezervleri bitecekken Coğrafi Keşifler ile önce Meksika ardından çok daha büyük bir rezerv olan Bolivya’da gümüş yatakları bulundu. 1600’lerden itibaren bu maden kasabasının nüfusu 150.000 ile ifade ediliyordu.
Fiyat Devrimi
Avrupalı devletlerin sömürgeleştirme faaliyetleri devam ederken İspanya, Avrupa ve Asya ülkelerinin ekonomilerinde çok önemli gelişmeler meydana geliyordu. 1540 ile 1640 yılları arasında ortaya çıkan enflasyon sebebiyle birçok ürünün fiyatı altıya katlandı. Asker ve memurların maaşlarında büyük kayıplar yaşandı burjuva kesimi gittikçe zenginleşti ve asillerle çatışmaya başladılar. Burjuvazi devrimleri yaşandı Burjuvaziler, aristokratlar sınıfına dahil oldular.
Halk bu fiyat artışından etkilenen en önemli topluluk oldu insanlarda bunalım ve sıkıntılar başladı bu durum toplumların dinsel ve siyasal çatışmalara sürüklenmesine sebep oldu. Fiyat Devrimi 17. Yüzyıla kadar etkilerini sürdürdü. Bu süre içinde ülkelerin kaynakları azaldı gelirlerini arttırmak için yeni sömürülere ihityaç duydular bu yeni düzene uyum sağlayan devletler dünya sahnesinde daha önplana çıktılar. Fiyat Devrimi Osmanlı Devleti’ni derin bir şekilde etkilemiştir. İran’la yapılan ticaretten sürekli açıklar vermesi ülke içinde mal fiyatlarının artmasına sebep oldu bu da Osmanlı’ya ciddi sıkıntılar yarattı.
Fiyat Devrimi’nden devletler çok büyük zarar görmüştü bu sebeple gelirlerini arttırmak istediler ve vergilendirme sistemini kesin bir şekilde düzenli bir hale dönüştürdüler. Vergilerin düzenli olarak verilecek olması toplumsal krizlere, başkaldırmalara sebep oldu Almanya’da yaşanan Köylü Ayaklanmaları, 1642 yılında İngiliz İç Savaşı’nın yaşanmasında bu vergilendirme sisteminin etkisi büyük olmuştur. Savaş maaliyetlerini karşılamak için, işlevlerini sürdürebilmek için devletler daha önce görülmemiş bir biçimde krediye ihtiyaç duydular. Böyle kamu borçlanması (bir devletin iç ve dış borçları) ortaya çıktı.
16 ve 17.yüzyılda enflasyonun etkilerine karşı düşük değerli kupürler varlıklarını sürdürmüştür. Madeni para insanlar tarafından küçük ölçekli işlemlerde daha sık kullanılıyordu. Ancak madeni parayla baş etmek zordu kalpazanlığın yarattığı etkiler sonucu devletler bu parayı sık sık değerini düşürerek dolaşımdan kaldırıyordu fakat madeni para vazgeçilemeyecek derecede kullanışlıydı. Örneğin İngiltere çeyrek peni üretimini durdurduğunda binlerce özel basım bunun yerini aldı.
Avrupa’da para sistemlerinin çeşitliliği, ticari ve sömürü faaliyetleriyle genişledi. Avrupa parası tüm dünyaya ithal ediliyordu. Nihayet 18. Ve 19. Yüzyıllarda dolaşımdaki sikkeye kağıt para da eklendi. Kağıt paranın dolaşıma sokulması başlangıçta başarısızlığa uğrasa da kağıt para bir süre sonra Avrupa genelindeli parasal sistemlerin en önemli parçası haline gelmiştir.
Yeniçağ Döneminde insanlar para kavramını dinsel ve ahlaki boyutta yorumluyordu. Aşırı servet konusunda Hıristiyanlıktan gelen bir endişe vardı. Ancak zamanla insanlar paranın toplumda oynadığı rolün farkına varmışlar ve akılcı düşünceler ortaya koymuşlardı. Artık geri dönülemez bir yola girilmiş entelektüel bir dönüşüm başlamıştır.