Tiberius Gracchus ve Gaius Gracchus, M.Ö. 2. yüzyılda alt sınıflara yardım etmek için Roma'nın sosyal ve politik yapısında reform yapmaya çalışan Romalı kardeşlerdir. Devrimci hareketlerle, radikal reformlarla hem sosyalizmin hem de popülizmin kurucu babaları olarak kabul edilirler. Aynı zamanda bu iki kardeşin suikaste uğraması Roma Cumhuriyeti’nin çöküşüne zemin hazırlayıp, Roma İmparatorluğu'nun kurulmasına sebep olmuştur.

Tiberius Sempronius Gracchus ve Gaius Sempronius Gracchus kardeşler, Kartaca savaşları sonucunda Roma Cumhuriyeti'nin önlenemez yükselişi sırasında ön plana çıkmışlardır. Roma, Kartaca’yı yenilgiye uğratarak muazzam bir toplumsal ve ekonomik dönüşüm yaşadı.

M.Ö. 137'den 121'e kadar Tiberius ve ardından kardeşi Gaius Gracchus bu kargaşanın merkezinde yer aldılar. Kartaca’yı yenilgiye uğratan Roma, yeni bulunan zenginliklere birçok kapı açmıştı ancak bu tür genişlemenin hızlı temposu, yolsuzluğa ve kötü yönetime sebep oldu. "Make Rome great again" düşüncesiyle yola çıkan kardeşler, Roma'nın genişlettiği topraklardan gelen ucuz tarım ürünleri yüzünden fakirleşen Romalı köylü sınıfı, topraklarını zengin soylulara satıp hem işsiz hem uzun vadede parasız kaldığı için yavaş yavaş yok olmaya sürüklendi. Hikayemizin kahramanı olan kardeşler de siyasi düzeni kurtarmak için bir dizi reforma giriştiler.

Gracchus kardeşler, sıradan insanların davalarını savunurken; kendileri Roma'nın en yüksek Patrici düzeninin üyeleriydi. Kendilerini zengin ve soylu olarak tanımlamak mümkündür. Babaları politikacı ve asker, anneleri ise seçkin Scipio ailesindendi.

Babası gibi asker olarak hayata atılan Tiberius, Kartaca savaşındaki başarısı sonrasında İspanya cephesine gönderilir ama İspanya'da işler beklediği gitmez. Ordusu İspanyollar tarafından bozguna uğratılır. Önünde iki seçenek vardır; savaşarak ve çok sayıda kayıp vererek geri çekilmek veya İspanyollar ile barış anlaşması yaparak ordusunu kurtararak geri dönmek. Tiberius, ikinci yolu seçer, 20.000 askerin hayatını kurtarır ve barış anlaşması imzalayarak Roma'ya geri döner. Tiberus, anlaşma yapmanın yenilgiyi kabul etmek demek olduğuna inanan Romalılar tarafından ordudan uzaklaştırılır. Tiberius bu noktada optimistlerden kopar ve otoriteye muhalefet etmek için politikaya atılır.

Tiberius, M.Ö. 133 yılında "halk tribünü" olarak seçildiğinde savaşlarda kazanılan, sözde devlete ait ama aslında senato üyesi zengin toprak sahiplerince kullanılan arazilerin toprak sahibi olmayan fakir insanlara belli kurallar çerçevesinde dağıtılmasını öngören bir yasa teklifi (Lex Sempronia Agraria) getirir ve yapılan oylamada bu teklifi halk partisinin büyük desteğiyle kabul edilir.

Askerler de Tiberius'u desteklemektedir, uzun yıllar süren seferlere giden askerlerin toprakları yokluklarında zengin toprak sahipleri tarafından işgal edilmekte, askerler İtalya'ya geri döndüklerinde topraksız kalmaktadır. Tiberius'un yasası ise onları toprak sahibi yapmaktadır. Halkta büyük sevinç yaratan bu yasa, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Roma'nın zengin toprak sahipleri (çoğu Senato üyesi) bu fikre direndi ve Gracchus'a karşı düşmanca davranışlar sergilemeye başladı.

Bergama Kralı III. Attalus'un M.Ö. 133'te ölümü üzerine servetin yeniden dağıtılması için eşsiz bir fırsat doğdu. Kral servetini Roma halkına bıraktığında, Tiberius bu parayı toprak satın alıp fakirlere dağıtmak için kullanmayı teklif etti. Tiberius'un reformları, toprak reformuyla sınırlı kalmayacaktı, başka konularda da demokratikleşme vaad ediyordu. Tiberius yeniden seçilmek için yeterli oyu aldı ama bu olay senatoda şiddetli bir gerginliğe yol açtı. Bu gerginlik Tiberius'u ve onun yaklaşık 300 destekçisi sandalyelerle dövülerek öldürülmesine sebep oldu.

Tiberius'un ölümünden sonra siyasi düzenin tekrardan sağlanması biraz zaman almıştı ama daha sonra bu siyasi durum düzeldi ancak bu kez sahneye küçük kardeş Gaius Gracchus çıkacaktı. Tiberius Gracchus'un başlattığı reform ateşi, birkaç yıl sonra kardeşi Gaius Gracchus'un yaptıklarıyla karşılaştırıldığında çok sönük kalacaktı...

Tiberius'un ölümünden sonra Gaius Gracchus, Roma siyaset sahnesinde daha da büyük bir sıçrama yapacaktı. M.Ö. 123 ve 122'de üst üste halk tribünü olarak seçildi. Romalı orta sınıf ve köylü vatandaşların desteğini arkasına alan Gaius, idari reformlar ve sosyal eşitlik konuları için çok daha geniş kapsamlı planlar yapıyor, daha radikal adımlar atmak için hazırlanıyordu.

En önemli özelliği hitabetteki yeteneği olan Gaius hakkında ünlü filozof ve hatip Cicero bile onun gelmiş geçmiş en büyük hatip olduğunu dile getirmiştir. Güçlü hitabet yeteneğiyle birlikte kitleleri peşinden sürükleyen Gaius, köklü değişiklikler için ilk adımını attı.

Gaius, ekonomik olarak devletin özgür yurttaşlara asgari bir gelir olanağı sağlamasını istiyordu. İkincil olarak devletin tahıl satın alarak siloları dolu tutmasını bu sayede tahılda yapılabilecek spekülasyonların önüne geçmek istiyordu. Bir diğer reform talebi ise toplumu demokratikleştirmek istemesiydi. Bu yüzden hem anayasayı değiştirmek hem de senatoya özgür yurttaşların katılımını sağlamak için yasal düzenlemeleri başlatmak istiyordu.

Gaius, mahkemelere halktan kişileri atayarak işgal edilmiş topraklardaki yolsuzlukların üzerine gitmek ve böylece kaynakların daha geniş bir kesime dağıtılmasını sağlamak istiyordu. Gaius bunların dışında sembolik adımlar da atıyordu. Amfitiyatro ve arenalarda aristokratlara ait şeref tribünlerine halkın temsilcilerinin de oturmasını sağlamak istiyordu. Bu sayede seçkinler ve daha alt katmanların aslında doğalında eşit olduğuna vurgu yapmak ve bu yolla halk desteğini daha da perçinlemek istiyordu.

  • Tahıl fiyatlarının düşürülmesi,
  • Toprak kiralarının azaltılması,
  • Devlete ait hazine ve toprakların, topraksız köylülere dağıtılması,
  • Aristokratların imtiyazlarının kısıtlanması,
  • Mahkemelerde yargılayıcı jüriye başka bir ekonomik tabaka daha katması,
  • Yolsuzlukla suçlanan senatörlerin buralarda yargılanabilmesi

Senato Tiberius Gracchus örneğinde olduğu gibi yine aynı davranışı sergilemiş ve “olağanüstü hal yasası”na dayanarak Gaius Gracchus’a karşı bir komplo girişimi başlatmıştır. Gaius ise bu duruma bir ayaklanmayla karşılık vermiş fakat M.Ö. 121 yılında senato tarafından bozguna uğratılmıştır. Gaius düşmanın eline geçmemek için hem kölesi hem de sadık dostu tarafından M.Ö. 121'de Aventine Tepesi'nde hançerlenip intihar etti. Aristokratlar ise abisi Tiberius'a yaptıkları gibi onu da Tiber Nehri’ne attılar. Gaius'un ölümünden sonra, binlerce destekçisi tutuklandı ve idam edildi.

Ve eklemek gerekirse; Gracchus Kardeşlerin yalnızca tahıl reformu uygulanmaya devam etmiş. Yaptıkları diğer reformlar yürürlükten kaldırılmıştır.