İrlanda Patates Kıtlığı (1845-1852), İrlanda tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak kabul edilir. "Büyük Kıtlık" olarak da bilinen bu dönem, İrlanda'nın sosyal yapısını, demografik özelliklerini ve kültürel kimliğini derinden etkileyen bir süreçti. Patates mahsullerine zarar veren bir mantar hastalığı (Phytophthora infestans) sonucunda başlayan kıtlık, milyonlarca insanı açlık ve hastalıklarla karşı karşıya bıraktı.

Kıtlığın etkileri, İrlanda nüfusunun büyük bir kısmını doğrudan etkiledi. Yaklaşık 1 milyon insan kıtlık nedeniyle yaşamını yitirdi. Ölümlerin başlıca nedenleri şunlardı:

  • Açlık: Patatesin İrlanda'daki ana besin kaynağı olduğu düşünülürse, mahsulün yok olması halkı gıda yetersizliğiyle yüz yüze bıraktı. Diğer tarım ürünlerinin büyük kısmı ihraç ediliyor ya da zengin kesimler tarafından kullanılıyordu, bu nedenle yoksul halkın hayatta kalabilmesi için yeterli besin kaynağı kalmadı.
  • Hastalıklar: Açlık, insan vücudunun direncini büyük ölçüde düşürerek hastalıklara karşı savunmasız hale getirdi. Tifo, kolera ve dizanteri gibi hastalıklar hızla yayıldı ve zaten zayıf düşmüş olan nüfusu kırıp geçirdi. Özellikle kırsal alanlarda, hijyen koşullarının kötü olması bu hastalıkların yayılmasını hızlandırdı.

Göçler: Büyük Kaçış

Kıtlık, yalnızca ölümlere değil, aynı zamanda büyük bir göç dalgasına da yol açtı. Yaklaşık 1 milyon İrlandalı, kıtlık ve açlıktan kaçmak için ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Bu göç hareketi, İrlanda'nın demografik yapısını ve dünya üzerindeki İrlanda diasporasının oluşumunu büyük ölçüde şekillendirdi. Göçler genellikle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık gibi ülkelere doğru gerçekleşti.

İrlanda Patates Kıtlığı ve Sultan Abdülmecid'in Yardımı

Bu trajedi Osmanlı Devleti'nin de dikkatini çekti. O dönem Osmanlı padişahı olan Sultan Abdülmecid, İrlanda halkına yardım elini uzatmaya karar verdi. İrlanda'ya 10.000 sterlin bağış yapmayı planladı; ancak Kraliçe Victoria, İrlanda'ya kendisinin sadece 2.000 sterlin yardım yapması nedeniyle bu miktarı fazla buldu ve Osmanlı'nın daha düşük bir miktarla katkıda bulunmasını istedi. Sultan Abdülmecid, Kraliçe'nin bu talebi üzerine bağış miktarını 1.000 sterline düşürdü, fakat yardımlar burada bitmedi.

Sultan, yardımlarını farklı bir şekilde ulaştırmaya kararlıydı. Osmanlı donanmasına ait üç gemi, erzak ve gıda malzemeleriyle birlikte gizlice Drogheda limanına gönderildi. Bu yardım, yerel halk tarafından büyük bir minnetle karşılandı.

Drogheda'nın Minneti: Ay ve Yıldız

Osmanlı'nın yardımları İrlanda halkı tarafından unutulmadı. Drogheda şehri, yardımların bir simgesi olarak şehrin amblemine Osmanlı'nın ay ve yıldız sembollerini ekledi. Bugün bile Drogheda United Futbol Kulübü'nün armasında yer almakta ve iki millet arasındaki tarihi dostluğun bir simgesi olarak görülmektedir.

Sultan Abdülmecid’in bu insani yardımı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sadece bir siyasi güç değil, aynı zamanda uluslararası insani krizlere duyarlı bir imparatorluk olduğunu göstermektedir. Bu olay, Osmanlı’nın Batı ile olan ilişkilerinde de olumlu bir etki yaratmış ve Osmanlı’nın insani yardımlaşma kültürünü Avrupa’da tanıtmıştır.

1995 yılında, bu yardımların 150. yıl dönümünde, Türkiye ve İrlanda arasında çeşitli anma etkinlikleri düzenlenmiş ve bu dostluk yeniden hatırlanmıştır.