Bizans döneminde tüccar ve bankerlerin merkezi olarak ünlenen Galata semti, Osmanlı döneminde de ticaretin finansmanında çok aktif olmuştur. Galata Bankerleri; ekonomik gücü elinde bulunduran ve piyasaya faiz ile borç veren kişi ve ailelerdir. İstanbul'un Galata semtinde faaliyet gösterdikleri için bu isimle anılmaktadırlar. Ayrıca günümüzde Şişhane'den Karaköy'e doğru inen yokuşta, Galata'da bulunan "Bankalar Caddesi" burayı temsil eder. Tüm bankalar ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da burada bulunmaktadır.
İstanbul’un fethini takip eden yıllarda daha önceden şehirden ayrılan Venedikli, Cenevizli ve Rum tüccarların şehre geri dönmeleri ve yeniden işlerinin başına geçmeleri teşvik edilmiş, bunun için cemaat teşkilatı kurmalarına, örf, adet ve dinleri gibi özel meseleler de dahil olmak üzere ekonomik faaliyetlerini istedikleri gibi özgürce yürütmelerine izin verilmiştir. Bu özgürlük onların sonraki dönemlerde Osmanlı Devleti'nin mali açıdan güçlenmesine katkıda bulunmaya yöneltmiştir.
Bizans döneminden beri Akdeniz ticaretine hakim olan bazı İtalyan ve Fransız tüccarlar, Osmanlı döneminde Levanten sınıfını oluşturdular. Bunlar arasında Lorando, Tubini, Baltazzi, Corpi, Stefanovic, Shilizzi, Negroponte, Coronio ve Alberti aileleri en ünlüleriydi. Levantenlerin dışında Kamondo ve Fernandez gibi Yahudi tüccarlar ile Mavrokordato ve Zarifi gibi Yunan tüccarlar ve Köçeoğlu ve Mısırlıoğlu gibi Ermeniler vardı. Devlet tarafından verilen resmi çalışma izinlerindeki imza "kuyruk" gibi göründüğü için "kuyruklu para bozan" olarak adlandırıldılar.

Galata Bankerleri, Osmanlı’nın yükseliş dönemine olumlu katkı sunmuş; halkın paraya ihtiyaç duyduğu dönemlerde borç vermiş, farklı para birimlerinin birbirine dönüştürülmesini sağlamış, ticareti desteklemiş ve canlanmasını sağlamıştır. Osmanlı’nın zengin dönemlerinde halkın parasını değerlendirmişlerdir. Galata Bankerleri Osmanlı’nın dağılma dönemine kadar devlet tarafından olumlu olarak kullanılabilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme ve dağılma döneminde Galata Bankerleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik düzenini adeta kendi ellerine aldılar. Devletin ekonomik gücünü kaybetmesi, uzun süren savaşlara yapılan harcamalar ve savaşlardan olumlu bir sonuç alamaması ve çoğu zaman toprak kaybetmesi nedeniyle Galata Bankerlerinden alınan borçlar arttı. Vadeler uzadı, faizler arttı. Bir süre sonra çeşitli işletmelerin gelirleri Galata Bankerlerine devredilmek zorunda kaldı. Örneğin Abdülmecid döneminde Karadeniz Ereğlisi'ndeki kömür madenlerinin işletilmesi, dönemin Galata Bankerleri tarafından kurulan bir yapıya bırakılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri olarak adlandırılan barışçıl dönemi, bankerler tarafından finanse edilen bir ayaklanmanın ardından sona erdi. Çünkü Osmanlı hükümetinin gümüşün değerini düşürerek Osmanlı parasının değerini arttırma çabaları İstanbul'un Galata semtindeki tüccarlar tarafından hoş karşılanmadı ve Osmanlı'da ticaret durma noktasına geldi. Hükümet üretimi arttırmaya çalıştı ve ihracatı sınırlamak için tüccarlara ticaret vergisi uygulandı. 19. yüzyılda hükümetin harcamalarındaki sorunlardan dolayı yardım istediği bu tüccarlar, onları bankacı olmaya yöneltmiştir. Padişahlarla iyi ilişkiler kuran mükemmel bir sosyal girişimci olan Isaac de Camondo, mülk edinme imtiyazına sahip ilk yabancı Osmanlı vatandaşı oldu.
Bankacılık ilk olarak 13. yüzyılda İtalya'da ortaya çıkmış ve tüm dünyaya yayılmıştır. Sanayi Devrimi'nin yaşanmasından sonra, ticaretin önemli ölçüde geliştiği Avrupa'da, bankalar önemli kurumlar olarak hareket etmeye başladılar. O yıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa ile yakın ticari ilişkileri vardı. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk bankalarının açılmaya başladığı tarihlerle aynı tarihlerdeydi. İngiltere ile imzalanan Baltalimanı Antlaşmasından sonra hükümet, 1845 yılında Galata'daki iki bankacı Alleon ve Baltazzi'den kredi almıştı. Sterlin üzerinde sabit bir oran uygulamak için bir anlaşma imzalandı. Karşılığında, bir banka açmalarına izin verildi. Böylece 1847'de ilk Osmanlı bankası Dersaadet Bankası açıldı. Ancak bankanın işletmek için yeterli sermayesi yoktu ve banka bir süre sonra iflas etti.

1877-78 Osmanlı-Rus Harbinde Galata Bankerleri, Osmanlı İmparatorluğuna kredi yardımında bulunmuşlardır. Bankerler, Rusların İstanbul’a girmeleri halinde bütün varlıklarının ve alacaklarının silinip gideceğinden endişe ederek bu işgali önlemek ve gerekli parayı bulmak için bütün servetlerini ortaya koymuşlardır.
Bunun karşılığında da Osmanlı Devletinin gelirleri teminat gösterilmiştir. Bunun üzerine durumları sarsılan Avrupalı alacaklılar harekete geçerek, Muharrem Kararnamesi olarak bilinen ve bütün devlet gelirlerini ipotek altına alan bir antlaşmayı Osmanlı Hükümetine kabul ettirmişlerdir.
1881 yılında Muharrem Kararnamesi ile hemen hemen bütün devlet gelirleri “Düyun-ı Umumiyye” yönetimine bırakılınca, Galata Bankerleri'nin piyasası hemen hemen tamamen ortadan kalkmıştır. Bunlardan bir kısmı memleketi terk etmiş, bir kısmı da hükümetle ve siyasetle ilgisi olmadan ticari faaliyetlerini sürdürmüştür.